sponsorlu bağlantılar

22 Ekim 2011 Cumartesi

10.sınıf türk edebiyatı kitabı cevapları 28-33

SAYFA 28-33 ARASI CEVAPLARI
a- Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir)
HAZIRLIK
1. Eski Türklerdeki ozan, şaman, kam, baksı hakkında araştırma yapınız. Sonuçları sınıfa sununuz.
Eski Türklerde kam, oyun, baksı, şaman yerini tutan ozanlar; raks ve müzik usta*lıkları gibi büyücü ve doktor görevini de üstlenmişlerdir. Törenlerde raks ederken sazlarıyla da destan parçaları, sav, sagu, koşuk okuyarak kötü ruhları da büyüleriyle engellemeye çalışır, hastaları iyileştirme görevi de üstlenirlerdi.


2. Günümüz şairleri ve ozanları toplum üzerinde ne kadar etkilidir? Düşüncelerinizi sınıfta sözlü olarak ifade ediniz.
Şairler toplumun duygularını dile getirdikleri için toplum üzerinde etkileri vardır. İnsan kendi duyguları dile getiren şairleri sahiplenir. Onun düşüncelerine önem verir. O şair yaptığını yapmaya çalışır. Bu nedenlerle şairler ve ozanların toplum üzerinde etkisi vardır, diyebiliriz.


1. metin


1.ETKİNLİK


Alp Er Tunga sagusunun temasını bulunuz ve tema hakkındaki düşüncelerinizi açıklayınız. Şiirin size hissettirdiğini aşağıdaki bölüme yazınız.


Alp Er Tunga sagusunun teması ölümdür. Ölüm teması insanları hüzünlendirir. Hele bu ölen çok sevilen bir insansa ülkenin genelinde bir hüzün hakim olur. Saguda ise halk tarafından çok sevilen bir kişi olan Alp Er Tunga’nın ölümü üzerine halkın içinde bulunduğu durum tasvir edilmiş, ülkenin her tarafında bir yasın olduğu vurgulanmıştır. Çok sevilen bir kişilik olunca da hüznün boyutu artmıştır. Saguyu okuyunca bu hüznü bugün biz de hissediyoruz. Çünkü bir insanın ölümü -bu insan kim olursa olsun- insan olanı hüzünlendirir.


2.ETKİNLİK
Sagunun ahenk unsurlarını yazınız.





SAGUNUN KAFİYE VE REDİFLERİYLE İLGİLİ ÇOK DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİNTIKLAYINIZ

SAGU


Kafiye1.Dörtlükte “l”ler yarım kafiye, 2. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 3. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 4. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 5. Dörtlükte “v”ler yarım kafiye, 6. Dörtlükte “n”ler yarım kafiyedir.Redif1.Dörtlükte “di mü”ler redif, 2. Dörtlükte “gurup”lar redif, 3. Dörtlükte “leyü”ler redif, 4. Dörtlükte “tedi”ler redif, 5. Dörtlükte “redi”ler redif, 6. Dörtlükte “çıdı”lar redif.SöyleyişŞiir dörtlüklerle söylenmiştir.RitimŞiirde ritim 4+3 durakla ve hece ölçüsüyle sağlanmıştır.



3. Etkinlik

Şiirdeki deyimleri ve söz sanatlarını bularak birer cümlede kullanınız. Söz sanatlarının şiire katkısını belirtiniz.


Deyimler: öç almak, beti benzi sararmak, yaka yırtmak, feryat etmek, için için yanmak…


Söz sanatları: “Alp Er Tunga Öldi mü” istifham, “ödlek öçin aldı mu” teşhis, “emdi yürek yırtılır” mübalağa, “kürküm angar türtülür” teşbih, “ulşıp eren börleyü” teşbih, “sırkıp üni yurlayu” teşbih, “könglüm için örtedi” mübalağa, “tün kün keçip irtelür” tezat, “ödlek kamug köfredi” teşhis, “ajun anı yançıdı” istiare…


3.Metin


4. Etkinlik


Yukarıdaki koşukların temasını bulunuz ve tema hakkındaki düşüncelerinizi açıklayınız. Şiirlerin size hissettirdiğini aşağıdaki bölüme yazınız.


1. koşuk: Kahramanlık teması


2. koşuk: Sevgiliye duyulan aşk teması


3. koşuk: tabiat teması


4. koşuk: Yiğitlik teması işlenmiştir.


Koşuklarda işlenilen temalar göz önüne alındığında, koşuklar bir kahramanlık ya da sevinç anında söylenen şiirler olarak karşımıza çıkmaktalar. Bu şiirleri okuyunca insanın içinde genel olarak bir sevinç ve cesaret duyguları uyanmaktadır.


5. Etkinlik
Koşukların ahenk unsurlarını yazınız.







KOŞUKLAR

Kafiye >
1.Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 2. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 3. Dörtlükte “z”ler yarım kafiye, 4. Dörtlükte “g”ler yarım kafiye
Redif >
1.Dörtlükte “uldı”lar redif, 2. Dörtlükte “tadım”lar redif, 3. Dörtlükte “ildi”ler redif, 4. Dörtlükte “radım”lar redif
Söyleyiş >
Kuşuklar dörtlüklerle ve sade bir dille söylenmiştir.
Ritim >
Kuşuklarda ritim 4+3 durak ile ve hece ölçüsüyle sağlanmıştır.





6. Etkinlik


Şiirdeki deyimleri ve söz sanatlarını bularak birer cümlede kullanınız. Bu sanatların şiire ne gibi katkıları vardır?


Deyimler: yarasını deşmek…


Söz Sanatları: “süsi otun oruldı” teşbih, “Kançuk kaçar ol tutar” istifham, “yağmur kipi kan saçar” teşbih, “öküş yatıp üzüldi” teşhis, “aslanlayu kökredim” teşbih, “emdi beni kim tutar” istifham…


ANLAMA VE YORUMLAMA


7. Etkinlik


İncelediğiniz sagu ve koşuk metnini, aşağıdaki tabloda verilen özelliklere göre karşılaştırınız.









SAGU

KOŞUK

Ritim
Hece ve 4+3 durak ile sağlanmış.
Hece ve 4+3 durak ile sağlanmış.
Söyleyiş
Dörtlüklerle ve sade bir dil kullanılmış.
Dörtlüklerle ve sade bir dil kullanılmış.
Ses
Öldi mü> öldü mü, öçin> öcün gibi ses değişimleri var.
Kuruldı>kuruldu, çeçek>çiçek gibi ses değişimleri var.








8. Etkinlik


İki gruba ayrılınız. Birinci grup olarak sagudan, ikinci grup olarak da koşuklardan hareketle dönemin yaşayış, inanış, gelenek ve görenekleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz ve bunları karşılaştırınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.


Göçebe bir hayat yaşam var.


İnsanlar tek tanrılı bir dine inanıyor.


Avcılıkla geçimlerini sağlıyorlar.


Savaşta gösterilen başarıları kutluyorlar.


Baharın gelmesini sevinçle karşılıyorlar.


9. Etkinlik


Araştırmalarınızdan da faydalanarak eski Türklerde şairlerin görev ve işlevlerini açıklayınız.


ESKİ TÜRKLERDE ŞAİRLERİN (KAM, BAKSI, OZAN, ŞAMAN) GÖREVLERİ



Şaman dininin ayin ve törenlerini yapan, ruhlarla insanlar arasında aracılık eden kişiye Şaman denir. Şaman sözcüğü Türkçe kökenli değildir. Türkler Şaman yerine kam sözcüğünü kullanırlardı. Avrupa'da 18. yüzyılda kabul edilen Şaman sözcüğü, Rusların, Kuzey Sibirya'da Tunguzlardan öğrendiği bir sözcüktür. Aslında bu sözcüğün kökeni hâlâ tartışmalıdır. Bazı bilim adamları sözcüğün Pali dilinde bulunan "şamna" olduğunu, Sanskritçe'de bulunan "çramana" ile aynı kökten geldiğini ileri sürüyorlardı. Bazıları da bu sözcüğün Mançuca olduğunu, "zıplayan, dans eden" anl***** geldiği görüşündeler. Bir başka teori de Şaman sözcüğünün Buda inanışına ait bir sözcük olduğudur. Firdevsi'nin Şehnâme'sinde geçen "Semen" (Buda rahibi) sözcüğü dolayısıyla Şaman sözcüğünün Hindistan kökenli olduğu söyleniR.
Kasgârlı Mahmut'tan öğrendiğimize göre kamlar, Müslüman Türkler zamanında da unutulmuş değil. Divan-i Lugat-it Türk'te "Kamlar kamik arvisti: kamlar (ayin sırasında) anlaşılmayan bir takım sözler söyledi." gibi cümlelere rastlanmaktadır. Benzer biçimde Balasagunlu Yusuf Has Hacib, "Kutadgu Bilig" adlı eserinde kamlarla hekimleri (otacıları) bir tutmuş, ikisini de insanlar için yararlı işler yapan kişiler olarak göstermişti. Bir yerde şöyle der: "Kerek tut otaçi, kerek kam, öligligke her giz asig kilmaz em. (Gerek hekim tut, gerekse kam, eceli gelene ilaç fayda etmez.)

Şaman (kam), Tanrı’lar ve ruhlarla insanlar arasında aracılık yapma gücüne sahip olan kişidir. İnsan, ufak tefek ruhlara, aileyi koruyan ateş ve iyi yer-su ruhlarına bizzat kurbanlar ve saçılar sunabilirse de, kuvvetli, hele kötü ruhlara doğrudan başvuramaz. Kötü ruhlar insanların en büyük düşmanlarıdır. İnsanlara ve hayvan sürülerine hastalık göndermek suretiyle kurban isterler. Bunların istediklerini yerine getirmek gerekir. İnsanlar onların ne istediklerini bilmezler. Ne istediklerini ancak gücünü göklerden ve atalarının ruhlarından alan Şamanlar bilir.
Şamanlık bilgisi öğrenmekle elde edilemez. Şaman olmak için belli başlı bir Şamanın neslinden olmak gerekir. Kimse Şaman olmayı istemez, ancak geçmiş ataların ruhundan biri, Şaman olacak torununa musallat olur; onu Şaman olmaya zorlar. Bu hale Altaylılar "töz basıp yat" (ruh basıyor) derler. Ata ruhu musallat olan adam Şamanlığı kabul etmezse deli olur.
Eski Türklerde kam, kaman, baksı, şaman yerini tutan ozanlar; raks ve müzik usta*lıkları gibi büyücü ve doktor görevini de üstlenmişlerdir. Törenlerde raks ederken sazlarıyla da destan parçaları, sav, sagu, koşuk okuyarak kötü ruhları da büyüleriyle engellemeye çalışır, hastaları iyileştirme görevi de üstlenirlerdi.


10. Etkinlik
Sizce destan döneminde duygular daha çok nesirle mi yoksa şiirle mi dile getirilmiştir? Niçin? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Destan döneminde duygular daha çok şiirle dile getirilmiştir. Çünkü şiir duyguları daha iyi yansıtır ve aynı zamanda şiirin ezberlenip akılda kalması daha kolaydır.
DEĞERLENDİRME


a. Aşağıdaki bilgilerin başına doğru ise "D", yanlış ise "Y" yazınız.


( Y ) Koşuk ve sagu İslami Dönem Türk Edebiyatı ürünüdür.


( Y ) Koşuğun halk edebiyatındaki karşılığı ağıttır.


( Y) Sagu ve koşukları söyleyen şairler bellidir.


b. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcükle doldurunuz.


Sagunun divan edebiyatındaki karşılığı MERSİYE


Koşukların nazım birimi DÖRTLÜK


Destan döneminde MİTOLOJİK ögeler hâkimdir.


c. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları ce*vaplayınız.


1. Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet öncesi Türklerde şairlerin adlarından biri değildir?


A) Şaman B) Baksı C) Ozan D) Korkut E) Kam


2. "Eski Türk edebiyatında, sevilen bir kişinin ölümünden duyulan acıları anlatmak için söylenen şiir."


Yukarıdaki tanım aşağıdakilerden hangi*sinin karşılığıdır?


A) Sav B) Ağıt C) Sagu D) Türkü D) Sav


3. Koşukta aşağıdaki konulardan hangisi işlenemez?


A) Sevgiliye duyulan aşk


B) Gurbet


C) Yiğitlik


D) Tabiat


E) Ölüm
4. Destan döneminin ve destanların önemi aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?


A) "Koşuk" ve "sagu"larda işlenen temaların belirlenmesi


B) Türklerin İslam öncesi yaş***** ve tari*hine kaynak teşkil etmesi


C) Türklerin hangi savaşlara girip çıktığı hakkında kesin bilgi verilmesi


D) Türklerle ilgili hayalden arındırılmış ger*çek bilgilerin verilmesi


E) Türklerin nüfusunun ve kurdukları devletlerin sağlıklı bir şekilde tespit edilmesi


5. Aşağıdaki dizilerden hangisinde Türk mi*tolojisindeki ögeler birlikte verilmiştir?


A) Bozkurt - ışık - kadın - at - kalem


B) Ev - kadın - at - dağ - kağnı


C) At - kadın - ışık - bozkurt - ağaç


D) Ok - at - gemi - bozkurt - kadın


E) Ağaç - kadın - çadır - ışık - yol

0 yorum:

Yorum Gönder